Türkiye olarak Paris Olimpiyat oyunlarında önemli bir sınav vereceğiz…
Beklentilerimiz büyük…
Madalya kazanma noktasında Tokyo’yu sollayacak mıyız?
Veya 13 madalya kazandığımız Tokyo’nun gerisinde mi kalacağız?
Bakanlık, Genel Müdürlük ve Federasyonlar kadar, ben de büyük bir merak içerisindeyim…
Umarım ki, Tokyo’yu geçer, madalya sayısını artırırız.
*
Cuma günü, yani 26 Temmuz’da başlayacak olan Paris Olimpiyatları 11 Ağustos’ta sona erecek…
Başka bir deyişle, kutlamalarla birlikte, oyunların açılış töreni bütün dünyada heyecanla takip edilecek, görkemli geçiş töreninin ardından, son meşaleyi taşıyan atletin, kutsal sayılan ateşle kazanı tutuşturması ile birlikte Paris Olimpiyat oyunları resmen açılmış olacak…
İki hafta sürecek olan oyunlar, sportif başarılar, rekorlar ve kutlamaların ardından sona erecek ve “Olimpiyat Ateşi” sönecek…
Kürsüye çıkanlar, ülkelerinin marşlarını okutanlar büyük bir gurur yaşayacaklar ve tarihe geçecekler…
Kaybedenler ise 2028 Los Angeles Olimpiyat oyunlarına hazırlanacak ve Amerika’da kürsüye çıkmak için ter dökecekler…
Oyunlar da 204 ülkenin 10 bin 500 sporcusu madalya mücadelesi verecek…
Çok önemli bir rakam…
Tabii ki, oyunlara katılan sporcular, barışın ve kardeşliğin madalyadan daha önemli olduğunu haykırarak, dünyayı yöneten siyasetçilere önemli mesajlar da göndereceklerdir…
Özellikle de, İsrail devletinin Filistin’de yaptığı “soykırımı” kınayacaklardır!
*
Olimpiyatlara katılan diğer ülkeleri bilemem, ama bizim ülkemiz ve federasyonlar için, Paris 2024 çok önemli…
Özellikle federasyon başkanlarının devam etme veya etmeme düşünceleri, kazanacakları madalya anlamında önemli bir kriter olacak…
Şu da var; bazı federasyon başkanlarının üzerlerinin çizildiği söyleniyor…
Madalya kazanmaları kendilerini kurtarmıyor!
Bundan önceki seçimlerde olduğu gibi “icazet” olayı ters tepmeye başladı…
Bunun en son örneği Türkiye Futbol Federasyonu seçimlerinde yaşandı…
İcazetli Mehmet Büyükekşi, icazetsiz İbrahim Hacıosmanoğlu’na mağlup oldu…
Hem de 5 oyla…
Dolayısıyla da, Paris Olimpiyat oyunlarının bitiminden itibaren 3 ay içerisinde yaklaşık 60 federasyon hem mali hem de seçimli genel kurulları yapmak zorundalar…
Oyunlardan sonra yeniden koltuğa oturmayı hayal eden başkanlar olduğu gibi, hayal etmelerine rağmen, koltuğa yeniden oturamayacak başkanlar da var…
Burada şunu ifade etmeye çalışıyorum; federasyon başkanları bu saatten sonra hiçbir siyasi iradeye güvenmesinler, çünkü güvendikleri dağlara kar yağdı…
Mehmet Büyükekşi en son ve en büyük örnek!
Seçime 160’ın üzerinde ıslak imza ile giren, ancak büyük bir hayal kırıklığı yaşayarak evine dönen Mehmet Büyükekşi örneğinde olduğu gibi, diğer federasyonlar da bir “tedirginlik” başladı…
Onun için de, özellikle olimpik branşlardaki federasyon başkanları Paris Olimpiyat oyunlarında, hayal ettikleri madalyaları kazanmak için, önce dua, sonra da mücadele edecekler…
Şunu anlatmaya çalışıyorum; İbrahim Hacıosmanoğlu’nun Mehmet Büyükekşi gibi siyasi destekli bir başkanı devirmesi, diğer spor federasyonların başkan adaylarını heyecanlandırmış olabilir mi?
Neden olmasın?
Bu anlamda Hacıosmanoğlu, bir çığır açmıştır…
Yolundan yürüyeceklerdir…
İcazet alıp federasyonları “geçim kapısı” yapanlardan fırsat bulamayan, Türk sporuna hizmet etmek için çırpınan birçok başkan adayının önümüzdeki seçimlerde medeni cesaretleri ile ortaya çıkacaklarına inancım sonsuz…
TFF seçimlerinde yaşananlar diğer federasyonlara örnek olur mu ya da yansır mı?
Bilemiyorum…
Ama, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…
Yangından mal kaçırır gibi, baskın seçimler olmayacak, dolayısıyla da hiçbir başkanın veya adayının seçilme garantisi yok.
60 federasyonda Büyükekşi depremi
Posted by